Anonim Şirketlerde Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkının Kullanılmasının Kapsamı, Konunun İncelenmesi Hakkında - Sistem Global Danışmanlık
Sistem Global Danışmanlık Covi̇d-19 Süreci̇nde İnşaat Sektörüne Yöneli̇k Teşvi̇k-Destek Firsatlari Ve Hukuki̇ Düzenlemeler
COVİD-19 SÜRECİNDE İNŞAAT SEKTÖRÜNE YÖNELİK TEŞVİK-DESTEK FIRSATLARI ve HUKUKİ DÜZENLEMELER
24 Haziran 2020
Sistem Global Danışmanlık Coronavirus And Its Effects In Relation To Labor Law
CORONAVIRUS AND ITS EFFECTS IN RELATION TO LABOR LAW
25 Haziran 2020
Sistem Global Danışmanlık Covi̇d-19 Süreci̇nde İnşaat Sektörüne Yöneli̇k Teşvi̇k-Destek Firsatlari Ve Hukuki̇ Düzenlemeler
COVİD-19 SÜRECİNDE İNŞAAT SEKTÖRÜNE YÖNELİK TEŞVİK-DESTEK FIRSATLARI ve HUKUKİ DÜZENLEMELER
24 Haziran 2020
Sistem Global Danışmanlık Coronavirus And Its Effects In Relation To Labor Law
CORONAVIRUS AND ITS EFFECTS IN RELATION TO LABOR LAW
25 Haziran 2020

Anonim Şirketlerde Bilgi Alma ve İnceleme Hakkının Kullanılmasının Kapsamı, Konunun İncelenmesi Hakkında

Sistem Global Danışmanlık Anonim Şirketlerde Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkının Kullanılmasının Kapsamı, Konunun İncelenmesi Hakkında

Konu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) ilgili maddeleri kapsamında; anonim şirkette pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı ile yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkı olarak iki ayrı başlık altında incelenecektir. Bu kapsamda önemle belirtmek gerekmektedir ki, anonim şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkı hem pay sahiplerinin hem de yönetim kurulu üyelerinin en temel haklarından biri olarak düzenlenmiş olup; aşağıda her iki hakkın kapsamı ve koşulları ayrı ayrı değerlendirilecektir. 

A. ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN BİLGİ ALMA ve İNCELEME HAKKI

Yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkı TTK’nın 392’nci maddesinde düzenlenmiş olup; yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkı hiçbir şekilde kısıtlanamaz ve kaldırılamaz niteliktedir. İlgili hüküm Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. hükmünü amirdir. Ayrıca madde devamında, “Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.  Bu kapsamda, yönetim kurulu toplantıları dışında üyenin yönetim kurulu başkanının izniyle görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteme hakkını haizdir. Başkan, bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istemiyle kendisine başvuran üyenin talebini reddederse yönetim kurulunun ret kararından itibaren en geç 2 (iki) gün içerisinde toplanması ve konuyu karara bağlaması gerekmektedir. Şayet kurul toplanamaz veya üyenin talebini reddederse, bilgi talep eden üyenin şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine başvuru hakkı bulunmaktadır.

Ayrıca, 392’nci maddenin 3’üncü fıkrasında üyenin, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabileceği düzenlenmiş olup; bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak isteyen bir üyenin hangi bilgi ve belgeleri talep edebileceği açık ve net bir şekilde kanun lafzında belirtilmemiştir. Ancak, “işlerin gidişi” ile şirketin son dönemde yerine getirmiş olduğu tüm iş ve işlemlerin kastedildiği söylenebilecektir[1]. TTK’nın ilgili maddesi kapsamında yönetim kurulu üyelerine söz konusu hakkın verilmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi üyelerin, şirketin hedeflerinin yerine getirilip getirilemediği hususlarında bilgi edinilmesinin sağlanmasına yöneliktir. Dolayısıyla, üye bu hakkını kullanması üzerine, satış ve hasılat gelişmeleri, piyasa payı, personel sayısı ve hareketliliği ve rekabet gücü, şirketin genel ekonomik ve finansal durumu gibi genel bilgileri talep edebilecektir[2].

Madde lafzında belirtilen “münferit işler” kavramı ile ise somut ve belirli bir iş hakkında bilgi talep edilmesine ilişkindir. Buna göre, bir yönetim kurulu üyesi şirketin faaliyetlerinin tamamına ilişkin genel bilgi talebinde bulunabileceği gibi her bir münferit iş başına daha detaylı bilgi talebinde de bulunabilecektir. Ancak bu halde örneğin, şirketin müşterisi olan X firması ile yapılan fesih görüşmelerinin içeriğinin paylaşılması gibi tamamen spesifik bir konuya ilişkin bilgi talep edilmesi gündeme gelebilecektir.

Hal böyle olmakla birlikte, her ne kadar TTK’nın ilgili maddesinde işlerin gidişi ve münferit işler doğrultusunda bilgi alma hakkının kullanılabileceği düzenlenmişse de konu doktrinde tartışmalıdır. Kırca gibi bazı yazarlar, bu şekilde ikili bir ayrım yapılamayacağı ve üyenin şirkete ilişkin tüm iş ve işlemler hakkında bilgi alma hakkı bulunduğunun kabulü gerektiğini savunmaktadır[3].

Yukarıda açıklanan hususlar ışığında, her ne kadar TTK’nın 392’nci maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerine bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmış olsa da, bu hakkın sınırsız olduğunun kabulü mümkün değildir. Aksi takdirde, üyenin her talebinin bilgi alma adı altında kendisine sağlanması gerekirdi ki bu durum şirket işleyişine de aykırı sonuçlar doğmasına sebep olabilecektir. Ayrıca, üyenin talep ettiği bilginin ticari sır niteliğinde bulunması, şirket işleri ile menfaat çatışması bulunması,  bilgi alma hakkının çok geniş yorumlanarak üyenin diğer üyelere karşı bir güç aracı ya da tamamen kendi merakını gidermek amacıyla kullanmasının açık olması gibi durumların varlığı halinde de üyenin bilgi alma ve inceleme talebinin reddedilmesi gündeme gelebilecektir.

Tüm bunların yanı sıra, doktrinde üyenin diğer yönetim kurulu üyelerine, pay sahiplerine, çalışanlara veya üçüncü kişilere ait şahsi bilgileri talep edemeyeceği kabul edilmektedir[4].

Sonuç olarak, TTK’nın 392’nci maddesi kapsamında yönetim kurulu üyeleri toplantı içinde şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi talep edebilirken; toplantı dışında sadece münferit işler ve işlerin gidişatıyla ilgili olarak bilgi alma ve inceleme hakkına haiz olacaktır. Kaldı ki toplantı dışında üyenin bilgi alabilmesi için mutlaka yönetim kurulu başkanının da izni gerekmektedir. 

B. ANONİM ŞİRKETLERDE ORTAKLARIN BİLGİ ALMA ve İNCELEME HAKKI

TTK madde 437 ile anonim şirket ortaklarına hem bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmış, hem de, bu hakların genel kurulda engellenmesi halinde, ortağın bu hakkı mahkeme kararıyla kullanması olanağı tanınmıştır.

İlgili hüküm, “Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. hükmünü haizdir.

TTK kapsamında anonim şirketlerde pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkı; pay sahipliğinden doğan diğer hakları aktif ve etkin bir şekilde kullanabilmeleri adına genel kurul öncesinde, genel kurul esnasında ve genel kurul sonrasında olmak üzere 3 (üç) farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; pay sahiplerine genel kurul dışında da anonim şirketlerin ticari defterleriyle birlikte iç yazışmalarını inceleme hakkı tanınmıştır. Bu hakkı kullanabilmenin ön şartı pay sahibinin genel kurul esnasında tatmin edici bir cevap alamamış olmasıdır. Ancak kanun koyucu genel kuruldan sonra inceleme hakkına ayrıca bir sınırlama öngörmüştür. Şöyle ki; TTK’nın 437’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında kapsamında; pay sahibince şirketin ticari defterlerinin ve yazışmalarının incelenmesi genel kurulun açık onayını veya şirketin yönetim kurulunca bu hususta bir karar tanzim edilmesini gerekmektedir. Gerekli iznin alınması veya kararın oluşturulması halinde inceleme uzman vasıtasıyla da yapılabilmektedir.

Diğer yandan, madde metni incelendiğinde bilgi isteme hakkının sınırlandırılmamış olduğu görülmektedir. Bununla beraber, madde hükmünün ifadesinden iki husus dikkat çekmektedir. Bunlar, şirket ortağının elde ettiği bilgileri istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesiyle talebin reddedebileceğidir. Ayrıca, genel kurul dilerse ortağın bilgi alma talebini herhangi bir gerekçeye dayanmadan reddedebilir. Ancak bu halde ortağın reddi izleyen 10 (on) gün içerisinde şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesine başvuru hakkı bulunmaktadır.

Bilgi alma ve inceleme hakkının kapsamının ne olacağı hususu ise, TTK’nın 437’nci maddesinde ele alınmıştır. Bu hakkın kapsamında, pay sahiplerinin şirketin faaliyetleri ve içinde bulunduğu finansal ve ekonomik durumdan haberdar olma ihtiyaçları ve yönetimin karar ve işlemleri ile şirket hesaplarının denetlenmesine ilişkin tüm hususlar ve faaliyet raporunun kapsamına giren mevcut ve geleceğe ilişkin personel politikası, yapısal değişiklikler ve organizasyon değişikliklerine ilişkin işletme stratejisi, araştırma ve geliştirme konuları bilgi alma hakkının kapsamında kabul edilir[5]. Bununla beraber, bilgi alma hakkının bir sınırı olmadığı, pay sahibinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi alabileceği kabul edilmektedir[6]. TTK madde 437/6 uyarınca, bilgi alma hakkının sınırı bakımından, istenilen bilginin, şirket sırrı ve korunmaya değer şirket menfaatleri kriterlerine uygun bir gerekçe ile kaçınabilmektedir. Dolayısıyla, kanun koyucu, pay sahibinin bilgi alma hakkının asıl olduğunu düzenleme altına almış ve sınırını ve dahi istisnasını ise dar tutmuştur.

Ancak, bununla beraber, bilgi alma hakkının bir diğer sınırı da, Medeni Kanun madde 2’de düzenleme altına alınan dürüstlük kuralına aykırı talepte bulunulmasıdır. Pay sahibinin, talep ettiği bilgiyi almasında korunmaya değer güncel bir menfaatinin bulunmadığı ve talebin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği durumlar bakımından bilgi alma hakkının sınırlanması meşru kabul edilmelidir[7].

İnceleme hakkı ise, kanun maddesinde “belirli konularda” denilerek, bilgi alma hakkından farklı bir hak olarak ortaya konulmuştur. Ayrıca ortağın şirketin ticari defterleri ve yazışmaları üzerinde inceleme yapılabilmesi genel kurulun açık iznine veya yönetim kurulunun kararına bağlanmış olup; ortak şirket defterlerini, yazışmalarını serbest bir şekilde inceleyememektedir.

Şirket ortağının inceleme hakkı; kanunun ilgili maddeleri gereği pay sahiplerinin incelemesine hazır tutulması gereken bilanço ve kar-zarar hesabı belgelerine ek olarak, işletme defteri, envanter defteri, şirketin tutmakla yükümlü olduğu diğer tüm defterleri, tutulması ihtiyari olan defterleri, dayanak belgeleri, yazışmaları, maaş bordrolarını, makbuzları, elektronik veri saklama ortamları ve cihazlarını, şirketin yönetimi ve genel durumu hakkında fikir sahibi olmaya yarayacak tüm bilgi ve belgeleri içerebilir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere bu bilgi ve belgelerin sınırını, ticari sırlar ve şirketin herhangi bir zarara uğrama tehlikesi oluşturmaktadır. Bu nedenle ortağın bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması üzerine, verilecek bilgi ve belgenin şirket menfaatlerini zedeleyip zedelemeyeceği ve ticari sır niteliğinde olup olmadığının araştırılması önem arz eder.

Ortağın şirket yönetimine katılması sebebiyle kanunda kendisine tanınan bu bilgi alma ve inceleme hakkı gayet tabi genel hukuk prensipleri doğrultusunda doğruluk ve güven kuralları nedeniyle de sınırlanabilir. Dürüstlük kuralının görünümleri olan hakkın kötüye kullanılması yasağı ve hakların sakınılarak kullanılması ilkesi de bu sınırlara dâhildir. Pay sahibi, şirket ve diğer ortakların menfaatlerini zedeleyecek bir bilgi veya inceleme talebinde bulunamaz. Üçüncü kişilerce öğrenilmesinde sakınca bulunan ve şirketin rekabet gücünü azaltacak ticaret sırlarının kendisine bildirilmesini talep edemez.

Şu noktada değerlendirilmesi gereken bir husus ise, ortağın menfaatlerinin anonim şirketin menfaatleri ile çatıştığı noktada, şirketin menfaatlerine üstünlük verilmesi gerektiği açıktır. TTK madde 437 hükmü ile kim tarafından ne kadar oya sahip olursa olsun elde edilecek bilginin şirketin zararına kullanılması tehlikesinin varlığı halinde red olanağı getirerek yapmıştır. Salt çoğunluk oyuna sahip olan ortak, genel kurulda oy kullanamasa da, talebi reddedilince, bilgi alma hakkı tamamen ortadan kalkmamakta, mahkemeye müracaat edebilmektedir. Bunun haricinde, TTK’nın 438’inci maddesi yollamasıyla, özel denetim talep hakkı bulunmaktadır. Ancak, özel denetim hakkının uygulanabilmesi için bunun ortaklık haklarının kullanılabilmesi için gerekli olması ve ayrıca bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması gerekir[8].

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/1162 E., 2017/3675 K. ve 10.10.2017 tarihli kararında; davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu ve şirketin 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında gündem maddelerine ilişkin olarak bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığını ancak bilgi alma hakkının gereği gibi karşılanmayıp, inceleme taleplerinin tamamen reddedildiğini, sorulan sorulara gereği gibi ya da hiç yanıt verilmediğini ileri sürerek TTK’nın 437/4’üncü maddesi uyarınca davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilgi edinme ve inceleme yetkisi verilmesi talebi ile dava açmıştır. İlgili dava sonucunda, “davacının vekili marifetiyle toplantıda temsil edildiği, gündeme ilişkin sorulan soruların cevaplandırıldığı, toplantı başkanının gündemle ilgili konulara ilişkin bilgi alınmasına karşı çıkmayıp gündemle ilgili konularda bilgi edinme hakkının kullandırıldığı, cevapsız kalan ve muhalefet şerhinde zikredilen hususların kanunun aradığı anlamda bilgi edinme hakkı kapsamını aşan mahiyette olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. SONUÇ ve KANAATİMİZ

TTK’nın 392’nci ve 437’nci maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin ve şirket pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakları ayrı ayrı ele alınmıştır. Ancak bazı durumlarda pay sahipleri aynı zamanda anonim şirket yönetim kurulunda da yer alabilmektedir. Bu durumda aynı zamanda yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunan şirket ortağının TTK’nın 437’nci ve 392’nci maddeleri kapsamında ne şekilde bilgi alabileceğinin de değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Buna göre; her iki maddenin birbirinden farklı olarak ele alınmış olması ve yönetim kurulu üyelerine verilen bilgi alma ve inceleme hakkının daha geniş yorumlanması gerektiği doktrinde kabul edilmektedir. Bu durumda, bir ortağın aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olması halinde TTK’nın 437’nci maddesi ile kendisine sunulan çerçevenin de ötesinde bilgi alma imkanına sahip olduğu sonucuna varılabilecektir[9].

Ancak bu noktada önemle belirtmek gerekmektedir ki, ortağın aynı zamanda yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunduğunda, her iki sıfatı bakımından bilgi alma ve inceleme hakkının ayrı ayrı kullanılması ve kapsamının kanunda yapılan düzenlemeler gereği araştırılması uygun düşer. Dolayısıyla, bir yönetim kurulu üyesinin madde 392 kapsamında bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması üzerine yönetim kurulu başkanı tarafından bu talebinin reddedilmesi halinde dava açılması durumunda, Mahkeme tarafından ilgili kişinin ortak sıfatı ile değil yönetim kurulu üyesi sıfatı ile bilgi alma ve inceleme hakkının kapsamı araştırılacaktır. Kaldı ki, aynı kişi ortak sıfatı ile madde 437 kapsamında da ayrıca soru sorarak bilgi talep edebilecek ve inceleme hakkını kullanabilecektir. Ancak bu halde aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu ve bu nedenle madde 437 kapsamında düzenlenen hakkın sınırlarına tabi olmadığını ileri süremeyecektir.

Bu halde, yönetim kurulu üyesi olan pay sahibinin TTK’nın 437’nci maddesi uyarınca yönelttiği bilgi alma ve inceleme talebinin, 392’nci madde kapsamında yapılan talebin yönetim kurulu başkanı tarafından reddedildiği bu nedenle 437 kapsamındaki talebin de karşılanmayacağının ileri sürülmesi kanuna aykırı olacaktır[10]. Kaldı ki, TTK’nın 437’nci maddesinin 2’nci fıkrasında; “Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; başka bir pay sahibine verilen bilginin genel kurulda kendisine verilmesini talep eden ortağın yönetim kurulu üyesi sıfatı ile edinemediği bilgi ve belgeleri öğrenme hakkı da devam edecektir.

Yukarıda açıklanan hususlar ışığında, bilgi talebi alınması halinde, TTK’nın 392’nci ve 437’nci maddeleri kapsamında talebin ayrı ayrı değerlendirilmesi uygun düşer. Yönetim kurulu üyesi sıfatı ile kanunun 392’nci maddesi kapsamında talep edilecek bilgi alma ve inceleme hakkının daha kapsamlı olduğu düşünüldüğünde dahi, gönderilen bilgi talep ihtarnamesinin bilgi alma hakkının kötüye kullanılması olarak yorumlanabileceği, yönetim kurulu üyesinin elde etmek istediği bilgileri görevini yerine getirmek için değil, başka amaçlarla kullanılmak adına talep edildiğine ilişkin somut bir tehlikenin bulunduğu iddiası ile reddedilebileceği kanaatindeyiz. Bu kapsamda yönetim kurulu üyesinin bilgi alma hakkı doğrultusunda genel hatları ile finans, yatırım ve personel planlaması, işlerin gidişatı, özellikle şirketin cirosu ve mali durumu hakkında bilgi verilmesi yoluna gidilebilecek ve spesifik bilgi ihtiva eden taleplerinin reddi yoluna gidilebilecektir.

Kaldı ki, ilgili kişinin ortak sıfatı ile talep etmiş olduğu bilgilerin TTK’nın 437’nci maddesinin 3’üncü fıkrası gereği istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilmesi mümkündür. Ancak her halde, taleplerin bu şekilde reddedilmesi söz konusu olduğunda, ilgili kişinin hem ortak sıfatı ile hem de yönetim kurulu sıfatı ile bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin taleplerini dava etmesi mümkündür. Yukarıda da belirttiğimiz üzere ortak sıfatı ile açılacak davanın, ret kararının kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç 10 (on) gün içinde dava açması gerekmektedir. Ancak yönetim kurulu üyesi sıfatı ile dava açılması halinde madde metninde herhangi bir süre sınırı düzenlenmemiştir. 

Saygılarımızla,

Av. Dr. Hasan KARSLIOĞLU

Av. Ece KOÇKAR


[1] Sayın, Hediye Bahar, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Toplantı Dışında Bilgi Alma Hakkının Konusu, s. 489.

[2] Sayın, s. 490.

[3] Sayın, s. 491.

[4] Kalender, Emre, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma Hakkı, s.217

[5] Kaya, Arslan, Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Bilgi Alma Hakkı, s.195.

[6] Atalay, Oğuz, Anonim Şirketlerde Bilgi Alma ve İnceleme Haklarının Mahkeme Aracılığıyla Kullanılması, s.56

[7] Atalay, s.60

[8] Tekinalp, Ünal, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 2013, İstanbul, s. 508.

[9] Dolu, Ali Murat, Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı, s. 91.

[10] Dolu, s. 93.