Korona Virüs (COVID-19) Bağlamında Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu ve Cezası (TCK m. 195)
6 Nisan 2020Dünya Markalarında Gözlemlenen Değişim: Ya Değiş, Ya Öl!
6 Nisan 2020- Tanınmış Marka Tanımı
Sınai mülkiyet haklarından biri olan marka, temel olarak bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlama rolünü üstlenmektedir. Ekonomik değeri ifade eden marka, tüketici nezdinde ayırt edilebilme, köken ve kalite belirtme işlevlerine sahiptir. Bu işlevleri, yoğun kullanımları ve çabaları sayesinde daha da pekiştiren ve kendisi ile özdeşleştiren markalar “TANINMIŞ MARKA” statüsü kazanmakta ve diğer markalara göre daha geniş bir koruma elde etmektedirler. Ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile korunan tanınmış markalar, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’muzda açık bir tanıma sahip değildir. Ancak, ülkemizde tanınmış marka kavramı uluslararası teamüller ve içtihat yoluyla gelişmiş ve yerleşmiştir.
Yargıtay, tanınmış markayı “bir kişiye veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine sahip, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım” olarak tanımlamaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. Maddesinde de yer bulan “tanınmış markalar”, ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde diğer markalara göre üstlenmiş olduğu yüksek ayırt edicilik, kalite, garanti ve güveni işaret eden rolü sayesinde daha geniş bir korumadan faydalanmakta ve tanınmış markalar “garanti ve kalitenin” bir sembolü haline gelmektedir.
Söz konusu tanınmışlık statüsünün kazanılmasının yollarından biri, Türk Patent ve Marka Kurumu (Kurum) nezdinde Tanınmış Marka başvurusu yapılarak, markanın Kurum’un siciline tanınmış marka olarak işlenmiş olmasıdır. Bir markanın tanınmış olduğunun Kurum nezdinde kabul edilmiş olması ve tescillenmesi, o markanın Türkiye’de herkes tarafından tanınan, bilinen bir marka olduğunun resmî bir makamca da kabulü anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, tanınmış marka tescili, bir markanın tanınmış olup olmadığının belirlenmesindeki tek yöntem olmamakla birlikte markanın Kurum nezdinde tanınmışlığının kabul edildiğini göstermekte ve Kurum dışında gerçekleşen uyuşmazlık veya taleplerde/değerlendirmelerde ise tanınmışlık konusunda karine oluşturmaktadır. Markanın tanınmış marka olarak tescili, Kurum nezdinde markanın tanınmışlığının devreye gireceği durumlarda Kurum’daki uzmanların kullanabileceği takdir yetkisini kısıtlayabilmekte ve tanınmış marka sahibi için yüksek bir güvence oluşturmaktadır.
- Tanınmış Marka Başvurusunun Önemi
Markanın, tanınmış marka statüsü kazanarak mal ve hizmetlerden bağımsız ekonomik bir değer haline gelmesi; markanın başlı başına bir değer arz etmesi anlamına gelmektedir. Tanınmış markaların kullanıldıkları mal ve hizmetlerden ayrı bir ekonomik değer haline gelmesi sebebiyle tescilli oldukları mal ve hizmetler dışında da kural olarak daha geniş bir koruma elde ettiği görülmektedir.
Tanınmış bir marka, tüketici nezdinde yüksek kalite, lüks, güvenilirlik, üstünlük gibi çağrışımları beraberinde getirmektedir. Bu nedenle Kurum bağlamındaki tanınmışlık statüsü de olası bir uyuşmazlık halinde tanınmışlık statüsüne sahip bir markanın bu itibarının korunmasını sağlamaktadır. Kurum nezdinde elde edilen tanınmışlık statüsü, mahkemelerin markanın tanınmış olup olmadığının değerlendirilmesinde de dikkate alınmaktadır ve markanın tanınmış markalar siciline kayıtlı olması markanın tanınmışlığının ispatında somut bir delil olarak kabul edilmektedir. Zira tanınmışlığın Kurum nezdinde tescil edilmesiyle, markanın tanınmışlık statüsü resmi kurumlarca kabul edilmiş olmaktadır. Bunun dışında marka hakkına tecavüz girişimleri için de tanınmış markanın tescili, caydırıcı olmakla birlikte ceza soruşturmalarında tanınmış marka hakkı sahiplerinin elini güçlendirici rol üstlenmektedir.
Bununla birlikte aynı veya benzer kalitede olan ürünler veya hizmetlerde tanınmış bir markanın kullanılıyor olması, tanınmış markanın sağlamış olduğu garanti ve güvenilirlik nedeniyle tüketicilerin tercih sebebi olmakta ve tüketicilerin diğer markalara değil de tanınmış markaya yönelmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle markaya her anlamda değer kazandıran tanınmışlık statüsünün Kurum tarafından onaylanması marka sahiplerine “aşağıda yer alan kararda olduğu gibi” süresiz bir avantaj sağlamaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10.06.2016 tarihli, 2016/12592 Esas ve 2018/4124 tarihli kararında davacı ARZUM markalarının toplum nezdindeki tanınmışlığı vurgulanmış ve mahkemenin “davacının markalarının toplumda ulaşmış olduğu tanınmışlık nedeniyle, davalının onun tanınmışlığından istifade etmek suretiyle toplumun dikkatini çekeceği ve davacı markalarının temsil ettiği büyük masraf ve emekle tesis olunan imaj ve güvenin, hiçbir masraf ve çaba harcanmadan kendi markasını taşıyan mallarına devrinin sağlanacağı, bu halin davacının belli bir tanınmışlığa ulaşmış markalarının itibarının istismar edilmesi sonucunu doğuracağı, tanınmış olan davacı markasının tüketici gözünde ürün veya hizmetin kaynağını belirtme fonksiyonunu zayıflatacağı, zira markanın reklam gücü ve tüketici nezdinde oluşturduğu güven malın satılmasında ve hizmetin tercih edilmesinde önemli bir etken olduğu, davacıya ait markanın davalı tarafından aynı ve farklı tür birçok ürün ve hizmet sunumunda kullanılmaya başlanması halinde mal ve hizmetten yararlanacak olan tüketici, bildiği güvendiği markayla hizmet sunan ve üreten işletmenin markaları kapsamında olsa da daha önce üretmediklerinden farklı alanlarda da üretim ve pazarlama yaptığı yahut hizmet sunmaya başladığını düşünmeye başladığı gerekçesiyle davanın kabulüne” şeklinde verdiği kararı tanınmış markanın önemini vurgulayarak onamıştır.
- Sonuç
Markaların ekonomik ve sosyal hayatımızdaki yeri düşünüldüğünde, günümüzde markalaşmanın giderek daha da önem kazandığı görülmektedir. Teknolojinin gelişmesinin hayatımıza yansıması bir yana, her alandaki yaratıcılık ve üreticilik çeşitlendikçe marka haklarının korunması hem bireysel hem toplumsal olarak kaçınılmaz olmaktadır. Bu gelişmeler elbette ki olumsuz yönde de hayatımızı etkilemekte, fikri ve sınai mülkiyet alanında daha fazla ihlaller söz konusu olmaktadır. Tüm bunlar düşünüldüğünde ise, tanınmış marka olmanın ve Kurum nezdinde tanınmış markaya sahip olmanın avantajları su yüzüne çıkmaktadır.